bugün
yenile
    1. 26
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Üst Not: Bu yazıyı aslında daha önceden yazmıştım. Biraz düzenlenecek, toparlanacaktı. Kaydetmeye üşenmiştim yarın kaydedecektim ama bu gece biraz canım sıkkın koydum gitti açıkçası. Size bir fon müziği de lazım. Buyrun… Edit: Yazının konusu başlık merkezli olmak üzere ateizm temelli bir çok noktaya değiniyor haberiniz olsun. Yoksa başlıktaki soru değil derdim. Artık ateizmde kutsal ilan edildiğini ciddi ciddi düşündüğüm bir soru. Bu entryde bu soru merkezinde bir kaç şey açıklamak istiyorum fazla uzun bir entry olmayacağını ümit ediyorum ama benim adım devriksekiz belli de olmaz ehihe. Ayrıca aralarda neden böyle bu konuyu yazdığıma dair bir şeyler de yazacağım çünkü uzunca bir süredir yerleşmiş olan bir fikrimi yavaş yavaş değiştiriyorum sanırım, geleceğiz oralara biraz sabır. Şimdi bu sorunun farklı versiyonları da var elbet. Başlığı kalıp sorulardan bir tanesini yazarak açtım. Özünde “Madem her şeyin bir sebebi var tanrının ya da Allah’ın neden bir sebebi yok?” şeklinde alınabilir. Hatta daha da güzel şekilde uyarlanan bir durumu da şöyle ki “Madem tanrının bir nedene, yaratıcıya ihtiyacı yok öyleyse kendi kendine “oluşmak” da mümkündür, demek ki evrenin tanrıya ihtiyacı olmayabilir.” İşte biz aslında bu son kısıma değineceğiz neden yanıldıklarını düşündüğümü açıklayacağım. Başlığı tanımlama faslını geçtiğimize göre artık açıklamama geçebiliriz. Mesela internette sıklıkla karşıma çıkan, bütün ateist sayfalarda hiç düşünülmeden kabul gören ve prim yapan bir asparagas ile başlayayım. Stephan Hawking ile Papa arasında geçtiği iddia edilen bir diyalog; Stephan Hawking’in ilk sorusu : Evreni kim yarattı ? Papa : Tanrı Hawking’in ikinci sorusu : Tanrıyı kim yarattı ? Papa : Tanrının yaradana ihtiyacı yoktur ! Hawking : Demek ki yaradana ihtiyaç duymadan “oluşmak” mümkündür. Ahahaha bu capsi her okuduğumda ciddiyetimi kaybediyorum. Pardon. Şimdi bu diyaloğun caps hali uzun zamandır dolaşıyor internette. İnterneti delik deşik ettim ki Hawking’i vakit buldukça takip eden bir insanımdır. Hawking’in böyle bir sözü yok. Kendisi ateist ancak onun bu kadar aptalca bir argüman kullanacağını düşünmüyorum. Ha gerçekten söylemiş de ben bulamamışsam bile beni ilgilendirmez. Bir insanın mesleki kariyerine, cv’sine bakarak kendimi şekillendirmem. O kadar şekilci bir insan değilim çok şükür ben fikirler ile ilgilenmeyi yeğlerim doğrusu. Ama gerçekten böyle bir açıklama yapılmışsa kendisine olan saygım cidden sarsılırdı orası ayrı. Şimdi önceki entrylerimde din olmadan bir tanrı üzerinde karakter yargılması yapılmasının tutarsız olduğunu, tanrıya karakter giydirmeye çalışmanın saçma olduğunu ve eğer o bildirmez ise tanrı hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığımızı söylemiştim. Bu fikrimde “karakter” açısından hala iddialı olsam da bu, tanrıyı tamamen tanımlanamaz şey olarak isimlendirmemizi gerektirmez. İnsani kusurlarımızla daima şüpheli yargılar olsa da bir çeşit tanrı tanımlamaları yapmamız mümkündür ve bunu konu için yapmak zorundayız. Şimdi mesela tanrı benim için mutlak iyi olmak zorunda değildir tanrının kötü olması halinde onu eleştiremem. Ama bazı özellikler var ki onlar bir tanrıda olmaz ise onun tanrı olması bile şüphelidir. Yeri geldikçe bunlara değineceğim ve müslüman olduğum için bu özelliklerin kurandan örneklerini de vereceğim kısa kısa. Şimdi açıkçası “o zaman tanrıyı kim yarattı yeaağ” sorusunu ben çok küçük yaşlardan itibaren düşünürdüm ve uzun uzun süreler öncesinden bu sorunu aşmıştım öyle anam anam bir argüman değil aslında ama açıklamak durumunda kalıyoruz maalesef. Öncelikle yaşadığımız evren nedir? “Neden bir tanrının yokluğuna inanmak yerine varlığına inanmak böyle bir evrende daha rasyoneldir”? üstün körü ona değinmek gerekir. Bu evren maddeden oluşur. Maddeyle beraber bir zaman algısı da oluşur. Yani yaşadığımız evrende bir mekan ve zaman ilişkisi olduğu kesindir. Peki zaman nedir? Bunu net olarak açıklamak ve üzerini çizmek pek kolay bir durum değil ancak yaşadığımız evrende fizik kuralları gereği bir öncelik sonralık belirleyebildiğimiz her durum zamanı tanımlayabilir. İşin özü evren deterministtir. Evrenin determinist olduğunu fark etmek bile yani bir sebep sonuç zinciri olduğunu anlayabilmek bile bir ilk nedenin, bir yaratanın olma zorunluluğunun olduğunu düşünmeyi gerektirir. Determinist evren yasalarının varlığı; tanrı felsefesi ve teoloji üzerinden çok fazla şeyin türetilebileceği bir realite olmakla beraber onlara hiç girmek istemiyorum. Tam burada bir şeye değinmek istiyorum; evrenin determinist olması bir ilk neden zorunluğunu getirdiği gibi bir “ezelden beri vardı” söylemini de zorunlu kılan bir durum. Bu durumda “varlık” olarak ezeli bir unsur olmak zorunda. (Burada varlık kelimesini madde olarak kullanmıyorum ontoloji bağlamında varlık, oraya dikkat! Her varlık madde olmak zorunda değildir madde çeşitli özellikleri olan bir varlıktır bana göre de yaratılan bir varlıktır.) Şimdi bu ezeli unsur nedir? Eğer birazcık samimi ve gerçeği arayan bir insansanız, tanrı yoktur diyen her insanın bu soru ile yüzleşmesi gerekir. Bu sorunun ciddiyetini fark etmeli ve sarsıcı ezelilik kavramını irdelemelidir. Burada tanrı varsa tanrı’nın ezeli olması gerek şeklinde bir tanrı tanımlaması yapabiliriz. Ki bütün tanrı tanımlamaları zaten böyledir. Ezeli olmak tanrı olmanın zaten en keskin şartıdır ki bunu açıklamaya dahi gerek yok. Peki ya tanrı yoksa? Hiçbir şey yokken, tüm her şeyden önce olan şey nedir? Ezeli olan, başlangıcı olmayan şey nedir? Tanrının olmadığını düşünen insanların önce bu konu hakkında fikir yürütmeleri gerekir. Ayrıca (#1335534) numaraları entryde kendilerine bu soruyu da sormuştum ben. (Hala bir mesaj gelmedi tabi) Sırf bu ezelilik gerçekliği üzerinden, yani başlangıcı olmayan her zaman olan ve ilk anına dönülemeyen şeyin ontolojik zorunluluğu yüzünden ateizmin tutarsız olduğunu hatta ateizmin aslında olmadığını düşünenlerdenim. Ayrıca küçük bir not; ezelilik sadece felsefi bir iddia değildir mümkün olduğunu gözlemleyebildiğimiz bir kavramdır. Yani başlangıcı olmayan şeyi gözlemleyebiliriz. Zaten yaşadığımız evren “sonsuzluk” kavramının her köşede kodlandığı bir evren. Bana bu detay da çok enteresan gelir hep. Matematik alanında anlayamadığın en önemli şey ne deseler ilk olarak sonsuzluk kavramı derdim ki zaten tanımlanabilecek bir şey değil ama var. İlginç değil mi? Mesela sayı doğrusu üzerinde 1-2 arasındaki rasyonel sayılar ile 3-3300 sayıları arasındaki rasyonel sayıların sayısı eşittir ve sonsuzdur. Çok mantıksız ulan 1cm’lik uzunluk ile 300 cm’lik uzunluk arasındaki rasyonel sayılar/nokta sayısı eşit sayıda yani sonsuz. Ezelilik olarak da en küçük pozitif rasyonel sayıyı ele alabiliriz. Bu kavramın başlangıcı yoktur. Sürekli olarak geriye gider yani eksi yönde sonsuza kadar gider ama sıfır sayısına bir türlü ulaşamaz. Minimalist olarak ezelidir yani. (Devriksekiz’e selam olsun ehihehe) Ezeli unsur tanrı kavramından ayrı bir mesele ve tanrı olsa da olmasa da o, “kavram” olarak olmak zorunda. -Belki evren; açılır kapanır bir devinim halinde süre gelen bir sonsuz döngü ile ezeli olan şeydir. -Belki açılıp kapanmasına bile gerek kalmadan olduğu gibi ezeli olan şey, durağan bir evren modelidir.. -Belki de enerji korunumundan “enerjinin” kendisi ezelidir. Vs. vs. vs… Ancak durum buysa sevgili ateist kardeşim; senin tanrın benim “maddesel varlık” dediğim bu şeylerden bir tanesidir. Var olan tanrı tanımlarından birini beğenmiyor ve kabul etmiyor olman seni tanrısız yapmaz. Gerçi her insanın Allah’tan başka birden çok ilahı olabilir maalesef ama hiç biri yoksa bile ezeliyet atfettiğin her ne ise ilk olarak tanrı olarak kabul ettiğin şey o’dur. Ezeli unsur hiçbir şey yokken dahi var olduğu için her şeyi yaratan ilk neden o’dur! Çünkü geriye doğru nedensellik zincirini takip etmememiz mümkün olsaydı ya bir tanrıda son bulacaktı ki bu tanrı ezeli bir tanrı olmak zorunda ya da tanrının olmadığı ortamda başka bir varlık ezelden beridir var olacaktı başlangıcı olamayacaktı. Şimdi bu son kısımları biraz daha düşününce ateizmin de aslında bir çeşit panteist öğretiyi kanıksadığını ancak ismini değiştirdini anlıyorum ben. Bir ateist aslında kabullenememiş bir panteisttir. Yok o iş öyle değil kavram hatası yapıyorsun diyen varsa buyursun gelsin mesaj kutuma aydınlatsın beni. Şimdilik ateistlerin neredeyse tamamı “multivers” teorisini kabul ederler. Tek evren modelini kabul eden hiçbir ateist tanımıyorum ben açıkçası. Ha teist olarak “multivers” benim için sakıncalı, inancımı sarsacak bir teori değildir elbette ama tek evren modeli şu an için çoğu ateistin inancını sarsmak zorundadır. Çünkü big bang ile tüm bilim dünyası öğrendi ki bu evrenin bir başlangıcı var. Ondan önce ezeliyet atfedilen şeylerden bir tanesi de dünyaydı mesela. Çünkü bilim çok yetersizdi ve Dünya’nın en başından beridir durağan olarak var olduğunu düşünenler vardı. Sonra bu ezeli maddesel varlık en son evren boyutuna kadar ilerledi/genişledi. Ama big bang ile evrenin başlangıcı olduğunu neredeyse herkes kabul etmek durumunda kalınca ateislerin ezeliyet atfettiği şey evren iken “evrenler” oluverdi. Tabii ki çoklu evrenler modeli bilimsel alt yapısı olan bir teori. Tamamen uydurmasyon ve zandır demiyorum ama çok güçlü verilerin ‘henüz’ olmadığı bir teori. Ama her ne hikmetse bütün ateistlerin ağzında bu teori vardır çünkü bir şeyi ezeli unsur ilan etmeleri zorunludur. Öyle ki bunun bu evren olmadığı neredeyse kesinleşti ama yine de açılır kapanır evren modeli de evrenin tek ve ezeli olduğunu düşündüren teorilerdendir ama daha azınlık bir kesim o teori üzerindedir. Ancak bu teoriler esas alınarak ateizmin temellendirilmesinin mümkün olması durumu da var ki ona hiç girmiyorum. Ateizm de bir inançtır demiş miydim size? Peki ezelilik neden bu kadar önemli ve Tanrı’lık neden diğer tüm şeylere nazaran daha rasyonel bir ezeli unsurdur? İşte burada yeni tanrı tanımları geliyor. Zaman kavramını bir öncelik sonralık olması üzerinden tanımlamıştım, bence tutarlı bir tanımlama. Determinist hareket zamanı doğuruyor diyebiliriz tabi zamanın net tanımı bu değil geleceğim oraya. Öncelik ve sonralığın olduğu yerde zaman vardır ancak ezeli olan şeyin öncesi yoktur. Başlangıcı olmayan şeyin başlangıcından önce ne var demek mantıksızdır. (Her şeyi yaratmadan “önce” Allah ne yapıyordu diyenlere selam) Böylece ezeli olanın, yani tanrı olanın zamandan bağımsız olması gerektiğini de anlıyoruz Zaman yaratılan bir şeydir. Bunda kimilerinde farklı iddialar olsa da bu konuda zerre şüphem yok. Zaman kesinlikle yaratılan bir şeydir açıklayacağım sabır… Kuranda Allah zamandan ve mekandan münezzehtir şeklinde bir ibare yok. Açıkçası ilk olarak bulamadığımda oldukça şaşırmış, üzülmüş ve inancımda bir sarsıntı hissetmiştim ama bunu anlayabileceğimiz çeşitli şeyler var kuranda sonra hallettik bir şekilde. Yani o söz gayet mantıklı ve tutarlı bir söz: “Allah zaman ve mekandan münezzehtir. Mesela Kuran’da Allah’ın her şeye gücü yettiği anlatılır. Peki Kuran hak ise her şeye gücü yeten bir varlığı zamana sıkıştırmak mümkün müdür? Örneğin “mutlak” bir zaman kavramının olduğu bir tanrı için ben dünyada iken beni hesaba çekmek için mahşeri bekliyor olması demek her şeye gücünün yetmediği anlamına gelir. Buradan her şeye gücü yeten zamana da güç yetirir/boyun eğdirir diyebiliriz. Bitmedi ama. Allah Kuran vahyini 600’lü yıllarda indirmiştir. Peki bu 600’lü yıllarda konuşan Allah kitapta neler anlatıyor? Mesela önceki peygamberleri anlatıyor uzun uzun. (Geçmiş) Mesela hz. Muhammed’e müşriklerin dediği şeyleri anlatıyor “dediler ki” kalıbıyla (Şimdi) Mesela hesap anında, mahşer gününde, cennet/cehennem içerisinde özgür iradesi olan insanların verdiği tepkileri yaptığı konuşmaları, sorulara verdikleri cevapları anlatıyor. (Gelecek) Bu anlatımları birleştirdiğimiz zaman net olarak anlıyoruz ki Allah için geçmiş zaman şimdiki zaman ve gelecek zaman “bir”dir. Onun için öncelik sonralık gibi kavramlar yok o tür ibareler bizlere mahsus bir zaafiyet. Adil yargılanma için bu dünyada gerekli olan bir yasa. Şimdi bir de mekan olayına gelelim bir diğer tanrı tanımımız tanrının zamanın yanında aslında mekandan da bağımsız olması gerekliliği. Mekandan kastım yaratılan maddedir. Allah yaratılan madde olan varlıktan ayrıdır. Örneğin panteist öğretiye yani madde ile Allah’ı özdeşleştiren inanca çizgiyi çeken aynı zamanda tasavvuftaki vahdet inancının da önüne geçen bir ayet ekleyeyim; Hamd Allah’adır! O ki gökleri ve yeri yaratmış, karanlıklara ve nura vücut vermiştir. Sonra gerçeği örtenler/kafirler bunları rablerine denk tutuyorlar. (En’am/1) Şimdi bu ayet ile yaratıklarım ile beni denk tutanlar var ve onlar kafirdir deniliyor. Yaratılan maddeden ayrıdır Allah. Bir de şöyle bir durum var. Kuran’ı anlamak için bazı durumlarda bazı parametre ayetler olmalıdır. Mihenk kabul ettiğimiz tanımlamalar olmalıdır. Allah’ı tanımlamak için de olması gereken mihenk taşı ihlas suresidir. İhlas suresi ışığında yapılan Allah figürleri dil ve anlam zenginliği içerisinde insan zihnine indirgenen metaforlardır. Allah’ın eli müminlerin üzerindedir cümlesinde Allah’ın elinin olmadığını anlamak gibi. Ve hiçbir şey onun dengi ve benzeri değildir. (İhlas/4) Anlayacağınız Allah’ın dengi yoktur, benzeri yoktur dolayısıyla Allah maddesel bir varlık değildir. Peki maddesel varlık olmaması benim için neden önemli? Yine ezelilik ve zamandan münezzeh olmakla alakalı bir durum. Zaman dediğimiz kavram bugün bildiğimiz kadarıyla göreceli bir kavramdır. Hıza ve çekim etkisine bağlıdır vs. En önemlisi de fizikçiler zaman ve mekanı bir madalyonun iki yüzü olarak tanımlarlar. Mekan var ise zaman da vardır. Bir tanrının ezeli bir unsurun öncesinin olamaması demek onun zamanla ilişkisinin olmamasıyla da alakalıdır. Bu nedenle mekanı da olmamalıdır. Zamanı ve mekanı olmayan bir tanrı ancak ezeli olabilir. Yaşadığımız evren sürdürülebilir olduğu için her şeyin bir sebebi ve bir sonucu vardır. Sebep sonuç ilişkisi birbiryle ilintili olan zaman ve mekan ile doğrudan alakalıdır. Bu ve bunu gibi nedenlerden ötürü tanrı sonucunun öncesini sormak tutarsızdır. Şimdi son kısıma geçiyorum. Ben bundan önce uzun bir süre tanrı’nın ya da bir ilk nedenin kusursuz bir tanrı olma zorunluluğu olmadığını düşünüyordum. Yani aslında tanrı aptal, sakar bir ilk neden olabilir gözüyle bakıyordum. İlla ki kusursuz bir tanrı olmasına gerek yok bir ilk neden olsun yeter diyebiliyordum. Bir süredir bu fikrimi değiştirdim ve bu entryi yazmaya bunun için karar verdim. Tanrının bu evreni yanlışlıkla yaratmış olmasını, ya da tanrının sakar hatta aptal ve hatta eksik bir tanrı olmasını mümkün bulmuyorum artık. Eğer bir tanrı varsa bu ancak kusursuz bir tanrı olmalı. Ancak burada “kusursuz tanrı” tanımını iyi anlamak gerek zira yaratılışa bakarak bir kusur/kusursuzluk saptanılabileceğini düşünmüyorum. Yani Tanrı 6 parmaklı bir insan da yarattı diye tanrının yaratımının kusurlu olduğunu düşünmek biraz hüsn-ü kuruntuya giriyor. Pekala tanrı böylesini tercih etmiş olabilir. Bir ressamın cin ali resmi çizmeyi tercih etmek istemesi gibi bir durum. Ayrıca tüm insanlar tek tip ve 5 parmaklı olsa bile o da benim algımda kusurlu bir durum olarak görülebilir nesnel bir yargılama değil bu. Yani Celal Şengör’ün dediği gibi nasıl bir tanrı ki dünyada herkes birbirini yiyor diyerek kusursuz tanrı eleştirisi mantıklı değil. Kusurlu insan olarak tanrısal kusursuzluğu görmek mümkün değildir zaten. İslamdaki “hikmet” kavramı da buna işaret eder. Ayrıca Kuran’da Allah insanın çok zayıf yaratıldığını da söylemiştir. (Nisa 28’di sanırım) Kusursuz bir insan yaratımı söz konusu değil ahsenel takvim en güzel kıvamda yaratım var ki onunda fizyolojik bir kıvamsallıktan bahsetmediğini düşünmek zor değil. Neyse işte benim kusursuz tanrı tanımım şöyle; Ezeli bir tanrı Zamandan bağımsız ve mekandan bağımsız yani, her şeye gücü yeten bir tanrı En önemlisi her şeyi bilen bir tanrı Bir de özgür bir tanrı. Bunlar kusursuz bir tanrı tanımı için bana göre şart olan özellikler. Ayrıca her madde de bir diğeri ile ilişkili ve birbirini doğuran durumlar. Oksimoron değiller yani. Ezeliyet ile zaman ve mekandan bağımsızlık durumunu uzun uzun anlattım. Yazının başına eklemeyi unutmuşum yazdığım Papa/Hawking diyaloğundaki gibi tanrının “oluşmak” gibi bir durumunun olmadığını da söylemek gerek. Oluşmak süreç gerektirir. Zamanla ve mekanla ilişkilidir. Ezeli unsurun başlangıcının olmaması demek zaten “oluşmak” gibi bir durumunun da olmadığını gösterir. Her şeye gücü yeten tanımı da zaman ve mekana boyun eğdirebilmesini sağlayan bir faktör. Her şeyi biliyor olması da kendisinin bir yaratanın olmadığını yani ezeli olduğunu biliyor olmasını oluşturan bir durum. Özgür bir tanrı da istediğini yapabilen ve dinler olmadan karakter tanımlaması yapılamayacak olmasını sağlayan durum. Son bir ekleme; tanrının özgür olması olduğu gibi kendi özgürlüğü içerisinde koyduğu şeyler de var sünnetullah gibi. Tanrının yaratma sanatına bağlılığı da onun kendi özgürlüğüdür. Bizlere özgür irade vermeyi istemesi de onun özgürlüğüne dahildir. Eğer tanrı kusursuz olmasaydı mesela her şeyi bilen bir tanrı olmasaydı onun bir tasarımcısının olmadığını düşünemezdik. İşte o zaman belki de seni oluşturan da bir şey vardır denilebilirdi. Her şeyi bilmiyorsa belki de bir başlangıcı olduğunu da bilmiyordur bu nedenle her şeyi bilen bir tanrı olması zorunlu bir durum. Kusursuz bir tanrı olabilmesi bu nedenle önemli ve kusursuz tanrı dediğimde neyden bahsettiğimi ciddiye alın lütfen. Şimdi bununla alakalı bir benzetme yolu ile anlatım yapmak istiyorum. Ben resim çizmeyi severim ama bu konuda çok çok yetenekli olduğumu düşünmüyorum. Şimdi benim bir kağıda 3 boyutlu bir örümcek resmi çizdiğimi düşünün. O çizdiğim resimi belli bir açıdan size göstersem ne düşünürdünüz? O resmin bir tasarımcısı olduğunu, bir çizerinin olduğunu ilk bakışta anlardınız muhtemelen. Demek ki neymiş bir tasarımcının olduğunu anlamak için kusursuz çizim değil aksine kusurlu çizim gerekli olabilirmiş. Mesela bu 3 boyutlu çizimin psikopatları var. ŞUNUN gibi bir örümcek resmini gösterseydim size ne düşünürdünüz? Nispeten çok daha kusursuz bir örümcek çizimi bu. Ayrıca daha gerçekçi birebir ve gölgeli çizimler yapanlar da bulunabilir. Bu tip çizimlerde ilk bakışta resim olduğunu, çizim olduğunu değil gerçek bir örümcek olduğunu düşünebiliriz. Gerçi biraz incelesek kusurlu bir insan çizdiği için onun kusurlarını da fark eder ve çizim olduğunu anlarız ama net olan bir şey var ki çizim ne kadar kusursuz olursa o kadar gerçekçi oluyor ve tasarımcısının olmadığını, bir ressamın olmadığını ve gerçek bir örümcek olduğunu düşündürüyor. Hal böyleyken en kusursuz örümcek resmi çizilen değil, aslında hep olan gerçek bir örümcek oluyor. Bu örümcek resmi ve kusursuzluğu ile Tanrının kusursuzluğunu özdeşleştirin şimdi. Eğer tanrı kusurlu bir tanrı ise onun da bir yaratanı olduğunu ve ezeli olamayacağını düşünebiliriz. Gerçek bir tanrı olması için bu nedenle kusursuz bir tanrı tanımı olmak zorunda ve “kusursuz tanrı”dan neyi kastettiğimi üstte 4-5 madde ile anlattım. Kusurları olan tanrı aslında çizilmiş bir tanrı olabilir. İşte buraya kadar ezeli unsurun nasıl olması gerektiğini ve neden bir takım özelliklere sahip olması gerektiğini anlattım. Neden kusursuz tanrının bir yaratanı olamayacağını anlattım. Ezeliyetin tanrı felsefesinden bağımsız mutlak olarak olmak zorunda olan bir kavram olduğunu anlattım. Dönüşen bir çok şey olsa bile en azından bir şeyin en başından beridir olmak zorunda olduğunu ve bir ezeli unsur olduğunu anlattım. Ateistte olsanız ne kadar geriye giderseniz gidin bir şeylerin olması gerektiğinin zorunluluğundan bahsettim. Ezeliyetin öncesinin olamayacağını ancak zaman kavramının önce kavramını doğurduğunu anlattım. Bu noktada karar insanın kendine kalan bir durum. Her şeyi bilen, her şeye gücü yeten, zamandan ve mekandan bağımsız olan, zaman ve mekana bağımlı olan “maddesel varlık”tan ayrı bir varlık olan özünde insan aklı ile anlayıp, tanımlanmasının kolay olmadığı, yer yer mümkün bile olmadığı bir varlığın yani tanrının yani tüm bu özelliklere uyan bir tanrı tanımlaması yapan Kuran’ın anlattığı Allah’ın ezelden beri olan ve ebediyen olacak olan olması mı daha mantıklıdır Yoksa bir bilincinin bile olduğuna dair hiçbir iz bulunmayan, şuursuz, zamana ve mekana doğrudan bağımlı olan, zamanı olduğu için daima öncesi ve sonrası olan ve olacak olan her hangi maddesel bir varlığın mı ebediyen olması mantıklıdır? Çeşitli determinist evren yasaları ile dönmekte olan galaksinin, bir sisteminde dönmekte olan bir gezegende var olan insanların kurduğu medeniyetin ürünü olan bir evde yine insan ürünü olan ileri teknoloji ürünü bir çeşit yapay zekaya sahip olan bir bilgisayardan bu satırları yazmamı sağlayan şey nedir? Ne olmalıdır. Sonsuzluk kavramının rasyonel olduğu ve insan zihninin üstün derecede girişik ve ağdalı olduğu bir evrende sayfalarca yazı yazabilmemi sağlayan ve en başından beri olan ezeli olan ve determinist evren yasalarınca dizilmiş tüm bu domino taşlarını dizen ve ilk fiskeyi vuran şey nedir? Her şeyi yaratan tanrı’yı kim yarattı sorusu bir ezeliyet sorusudur. Ve bu soru sanılanın aksine teistleri değil ateistleri zorlaması gereken bir kavram sorusudur. Bizler için durum kolay, cevap basit ben bu kadar sayfalarca yazıyı önce kendim için yazdım ama genel olarak teistler için değil pozitif ateistler için yazdım. Onların şapkayı önlerine koyup düşünmesi gereken ciddi bir sorudur bu. Onların biraz daha rasyonel düşünmesini sağlamak için yazdım. Okuyan, okumayan; inanan, inanmayan her kime ne gibi faydam oldusa ne mutlu bana. Selam ve sevgilerle… Not: Yazının başında kısa bir yazı yazmayı planlıyorum demiştim. Biraz kandırmış gibi oldum ama yazı amacından çok saptı ve geniş perspektifte konulara değinen bir yazı oldu. Umarım okuyan birine faydası dokunur.
      1copy-paste mi bu ? - gonulyazar 03.02.2017 03:01:01 |#2694523
      8okumayı bırak ekranda aşağıya inerken 6 gün geçti aq . ama daha sonra mutlaka okuyacağım bu saatte kaldıramam - patatesyalayan 03.02.2017 03:01:16 |#2694664
      1özet var mı? - w0ddyz 03.02.2017 03:01:47 |#2694813
      butun yorumlari goster (16)
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      okuyunca editleyeceğim belkide editlemeyip yorumu silebilirim güvenemedim kendime çünkü edit: yazını okudum her ne kadar bazı bölümlerinde sıkılmış olsam bile okudum ama bende bir yazarımızın dediği gibi düşündüm en başa döndüm (#1382445)
      0amme hizmeti turuncusu jsadkhaskjd - devriksekiz 09.02.2017 14:16:01 |#3066097
      0ben tamamen unutmuşum şimdi fark ettim sgahshshs bu gece vaktimi bu yazıya ayıracam adghjjl - demir kanatlar 09.02.2017 20:10:38 |#3093277
      0ben de yazıya az önce yorum gelince tesadüfen fark ettim kendimi alamadım :) - devriksekiz 09.02.2017 20:13:01 |#3093335